Millî Mücadelemizin önemli komutanlarından, “Şark Fatihi” namıyla anılan Kâzım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir, Açık Düşünce Topluluğu’nun davetlisi olarak Üniversitemizde "Dünü Unutma ki Yarına Hakkın Olsun" isimli konferans gerçekleştirdi.
Timsal Karabekir, konferans öncesi Rektörümüz Prof. Dr. Alim Yıldız’ı ziyaret etti. Ziyarete Timsal Karabekir’e eşi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Açık Düşünce Topluluğu Danışman Hocası Prof. Dr. Fahrettin Göze ve kulüp üyeleri eşlik etti. Samimi bir havada geçen ziyarette Timsal Karabekir 60 yıl önce Sivas’ta öğretmenlik yaptığını, Sivas’ı çok değişmiş bulduğunu anlattı.
Ziyaretin sonrasında Timsal Karabekir ve beraberindekiler konferans için Üniversitemiz Kültür Merkezi’ne geçtiler.
Kadı Burhaneddin Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansa Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Karademir, Kulüp Danışmanı Prof. Dr. Fahrettin Göze, akademisyenler, idari personel ve öğrenciler katıldı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşımızın okunmasının ardından Timsal Karabekir’in verdiği konferansa geçildi.
Konuşmasına, “Sizleri saygı, sevgi ve çok büyük mutlulukla selamlıyorum.” diyerek başlayan Timsal Karabekir, "Bu buluşmaları 'Dünü Unutma ki Yarına Hakkın Olsun' başlığıyla yapıyoruz. Kars'ta gördüğüm bir yazıyı asla unutamıyorum: Tarihini bilmeyenin coğrafyasını başkaları çizer." şeklinde konuştu.
Karabekir, "Sizlerin karşısında bir tarihçi olarak bulunmuyorum. Hatta hiçbir şey olarak da bulunmuyorum. Yalnızca Kâzım Karabekir Arşivi'nden bilgilere sahibim.” dedi.
Kâzım Karabekir'in Hayatı Fotoğraflarla Anlatıldı
Sunumunda babası Kâzım Karabekir'in hayatı ekseninde Osmanlı Devleti'nde ve Türkiye Cumhuriyeti'nde gelişen olayları fotoğraflarla aktaran Timsal Karabekir, dedesi Mehmet Emin Paşa'nın Van ve Mekke'de aldığı görevlerde Kâzım Karabekir'in de ona eşlik etmesini, daha sonra İstanbul'da Harbiye'yi birincilikle bitirmesini, Balkan Savaşları, Çanakkale Savaşları, Kutü’l-Amare Savaşı ve Kafkas Cephesi'nde Kâzım Karabekir'in aldığı görevleri ve ömrü boyunca 6 bine yakın çocuğun bakım masraflarını karşıladığını öğrencilerimize aktardı.
Erzurum'da görev yaptığı dönemde Ermeniler tarafından çıkarılan olaylar sonucu katledilen Türkler hakkında Kâzım Karabekir'in notlarını şöyle paylaştı:
“Erzurum'a girdiğimde gördüğüm manzarada bölge halkının gülerek beni beklediklerini düşünerek mutlu oldum. Biraz yaklaşınca bu kalabalığın hareketsizce durduğunu fark ederek, normal olmayan bir durum olduğunu sezinledim. Daha da yaklaştığımda bu insanların Ermeni çeteler tarafından kazığa oturtularak öldürülen ve çeneleri acıdan sıkılmış insanlar olduğunu anladım. Burada gördüğüm manzarayı Allah hiçbir kuluna göstermeyi nasip etmesin.”
"Karabekir O Anda Bağımsızlık Yemini Etti"
Karabekir şöyle devam etti:
“Erzurum'dan sonra Kars'ı da yeniden Türk topraklarına katan Kâzım Karebekir, Nahcivan’ı da kurtardıktan sonra Bakü'ye yönelmişken Tebriz'de aldığı haberle İstanbul'a çağrılmıştır. Çünkü Mondros Ateşkes Anlaşması imzalanmıştır ve İstanbul'a dönmesi emredilmiştir. Kendisi Batum'dan yola çıkan gemiye küçük Japon bataryalarını yükleterek bunları Trabzon Limanı'nda bırakmış, bu bataryalar Kurtuluş Savaşı'nda ordumuzun çok işine yaramıştır. Kendisi İstanbul'a döndüğünde boğaza demirlemiş İngiliz gemilerini ve İngiliz askerinin bir subayımıza Türk bayrağının indirilmesi emrini verdiğine şahit olunca bağımsızlık yemini etmiştir.”
“Atatürk'ün Son İsteği Babama İletilmedi”
Timsal Karabekir, askerlikten istifa eden Mustafa Kemal Paşa'nın tutuklanması için emir alan Kâzım Karabekir'in bu görev için gittiği Erzurum'da yaşananları ise şöyle anlattı:
“Bugün Erzurum Atatürk Evi olan bu evde, o değerli insan, Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Mücadelesi’nin nasıl yürütüleceğini planlarken Cevat Paşa, Kâzım Karabekir Paşa'nın kolordusuyla geldiğini haber verir. Mustafa Kemal Paşa, Kâzım Karabekir'e verilen tutuklama emrinden haberdardır. Her şeyin bittiğini, Kurtuluş Savaşı'nın başlamadan bittiğini düşünür. Bu sırada Kâzım Karabekir Paşa içeri buyur edilir. Kâzım Karabekir Paşa içeri girer ve asker selamı vererek "Ben ve kolordum Millî Mücadele’de emrinizdeyim Paşam!" der ve birbirlerine sarılırlar.”
Cumhuriyetin kuruluşunun ardından Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının bir iftirayla kapatıldığını söyleyen Timsal Karabekir, "Şeyh Sait İsyanı bu partinin kapatılmasının gerekçesi oldu. Bir süre sonra Kâzım Karabekir'in aldığı ve bizim ilk evimizde çok talihsiz bir olay oldu. İzmir Suikastı Davası nedeniyle babam bu evden alındıktan bir süre sonra mahkemeye çıktı. Mahkemede yargılandıktan sonra beraat etse de bu durumdan çok etkilendi. Mustafa Kemal Atatürk'le araları açılsa da Atatürk Türk Dil Kurumu toplantısına babamı davet etmiş. Ama babam orada etten bir duvarla karşılaşmış ve Atatürk'le göz göze gelememiştir. Daha sonra Atatürk, hasta yatağında Kâzım Paşa'yla helalleşmek istediğini bildirdiyse de bu haber babama ulaştırılmadı. Daha sonra babama 'Gider miydin?' diye sorduğumuzda 'Elbette giderdim. O Mustafa Kemal'dir. Onun çağırdığı yere gidilir' demişti’ şeklinde konuştu.
Konferansın sonunda Timsal Karabekir'e Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Karademir plaket ve teşekkür belgesi verdi.